Blog
Ardi, 4.4 Milyon Yıl Önce İki Ayak Üzerinde Yürüyordu
Ardi, 4.4 Milyon Yıl Önce İki Ayak Üzerinde Yürüyordu
Ardipithecus’a ait pelvis, bu hominidlerin hem dik yürüyebildiğini, hem de ağaçlara tırmanabildiğini gösteriyor.
İnsanlar ile aynı familyayı paylaşan bu 4.4 milyon yıllık Ardipithecuslar, ağaçlara tırmanma kabiliyetini kaybetmeksizin dik bir duruş sergileyebilen kalça yapısına sahipti.
New York Şehir Üniversitesi’nde biyolojik antropolog olan Elaine Kozma ve Herman Pontzer’in önderlik ettiği ekibe göre, Ardi olarak da adlandırılan Ardipithecus ramidusa ait bir iskeletin pelvisi, söz konusu türün hem insansı yürüyüşe hem de maymunlardaki gibi güçlü kalça kaslarına sahip olduğunu kanıtlıyor.
Bilim insanlarının yayınladıkları rapora göre, araştırmacılar, hominidlerin evrim sürecinde yürüme özelliğini kazanmasına rağmen tırmanma kabiliyetini kısmen de olsa kaybettiğini düşünüyor. Fakat araştırma, Ardilerin hiçbir zaman böylesi bir değişime tabi olmadığını da ekliyor.
Pontzer, “Ardiler, dimdik durmalarını sağlayan evrimsel süreçten geçmişti. Tırmanabilmeleri için gereken güçlü kalça kemikleri, yürürken genişleyebiliyordu. Ne insanlarda, ne de maymunlarda buna benzer bir özellik günümüzde hiç gözlemlenmedi.” diyor.
Ardi’nin kalça kemiğindekine benzer bir değişiklik, Lucy olarak bilinen 3.2 milyon yıllık Australopithecus afarensis de dahil olmak üzere, daha sonra bulunan iki hominid fosilinde yoktu.
İnsanların alt pelvis bölgeleri ile karşılaştırıldığında, Ardilerin daha uzun alt pelvis bölgesine sahip olduğu görülüyor. Bu veriden yola çıkan araştırmacılar, Ardipithecusların çoğunlukla ağaçlara tırmandığını, dizlerini ya da kalçalarını bükerek yavaş bir biçimde yürüdüğünü ya da hiç yürüyemediğini öne sürmüştü. Ancak, paleantropolog Carol Ward, yeni araştırmada ardilerin uzun alt pelvis bölgesine sahip olmasının, insan gibi yürümesine engel olacak herhangi bir faktöre neden olmadığını gösterdi.
Diğer hominid ve yaşayan maymunlardan farklı olmak üzere, üst pelvis bölgesi alt pelvis bölgesinin arkasında kalan Ardiler, dümdüz durabilen bacakları sayesinde eğilmeden yürüyebiliyordu. Ward’a göre, evrim sürecindeki pelvisin bu yön değişikliği, omurganın düz durmasını sağlayan arkadaki kasların işini kolaylaştırmıştı.
Görece daha geniş olan ve gluteus maksimus olarak adlandırılan kaslar, hamstring kasları ile beraber çalıştığında insanların dik bir duruş edinmesini sağlar. Pontzer, Ardilerin kendi yapılarına göre çok daha küçük kalça kaslarına sahip olabileceğini, dolayısıyla dışarı doğru konumlanan alt pelvis bölgesinin yürüme sürecinde önemli bir rol üstlendiğini söylüyor.
Günümüzdeki insanlar, şempanzeler ve maymunlar ile ilgili eski verileri kullanan ekip, alt pelvis bölgesinin şekli ve konumu ile yürüme ya da tırmanma gibi farklı devinimler için hazır olan enerjinin arasındaki ilişkiyi belgeledi. Aynı zamanda ekip, 2.5 milyon yıllık Australopithecus africanus’a, Lucy’e ve Ardi’ye ait fosil pelvisleri incelerken söz konusu bulguları kullandı. Böylesine eski diğer hominid fosilleri, analizi olanaklı kılan tam bir pelvise sahip değildi.
Bunlara ek olarak, Ekembo nyanzae olarak adlandırılan Afrikalı bir maymunun 18 milyon yıllık pelvis fosili araştırmacılar tarafından incelendi.
Ardi’nin sahip olduğu tırmanma becerisini sergileyemeyen Australopithecus afarensis ve Australopithecus africanus gibi primatlarda daha düz bir yürüyüşü sağlayan pelvise ait özellikler gözlemlenmişti. Dahası, söz konusu Australopithecus türlerinin alt pelvis bölgesi, modern insanların özellikle yürümesini sağlayan alt pelvis bölgesi kadar kısaydı. Ekembo nyanzae’nin pelvisi ise günümüzde yaşayan maymunların pelvisine benzer bir biçimde tırmanma konusunda gelişmişti. Öte yandan, eğik bir kalça ve diz ile yürümesini sağlayan faktör, yine o uzun ve düz pelvisi olmuştu.
Paleantropolog Owen Lovejoy’a göre, Ardi’nin dik yürümesini sağlayan esnek bel bölgesine yönelik gerçekleştirilen önceki araştırmalar ile söz konusu çalışmalar ortak bir paydada birleşiyor. Lovejoy, Ardi’nin vücudunun alt kısmında yer alan kemikler ile ilgili çalışmalar düzenledi; insanların sahip olduğu yürüme şeklinin antik hominidlerde de mevcut olduğunu öne sürdü.
Lovejoy, “A. afarensis ve A. africanus, bizim yürüdüğümüz gibi yürüyebiliyordu. Aynı zamanda Ardi’de bulunan özelliklere de sahiptiler.” diyor.
Ardi’nin ilginç bir biçimde hem yürüyüp hem de tırmanabiliyor olması, vücudunun alt bölgesinde yer alan organlara gelebilecek olası hasarı minimum seviyeye indirgeyerek hominidlerin evrimini tetiklemişti. Ardi’nin uzun alt pelvis bölgesi ve maymunlarınkine benzer ayak başparmakları, Lucy’nin organlarını andırıyordu: kısa alt pelvis bölgesi, daha küçük hamstring kaslarına, insanın ayak başparmağına benzeyen parmağına ve tam anlamıyla gelişmiş bir ayak tabanı kemerine bağlıydı.
Böylesi değişimler geçiren A. afarensis için tırmanmak artık hiç kolay değildi, fakat aniden durduğunda ya da hızlandığında hamstring kasının yırtılmasını ve ayaklarındaki hasarları önleyen dik bir duruşa sahipti.
Sciencenews. 2 Nisan 2018.
Makale: E. Kozma et al. Hip extensor mechanics and the evolution of walking and climbing capabilities in humans, apes and fossil hominins. Proceedings of the National Academy of Sciences.
www.arkeofili.com
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >