Blog

Tem23

Gökçeada’nın İlk Sakinleri 8 bin 500 Yıl Önce Anadolu’dan Göç Etmiş

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  Gökçeadakalkolitikneolitik. doğu egeanadolutarım



Gökçeada’nın İlk Sakinleri 8 bin 500 Yıl Önce Anadolu’dan Göç Etmiş

 

Çanakkale’nin Gökçeada ilçesinde 6 yıldır yürütülen arkeolojik kazılarda, bölgenin ilk sakinlerinin 8 bin 500 yıl önce Anadolu ‘dan göç ettiği bilgisine ulaşıldı.

Uğurlu-Zeytinlik Kazı Heyeti Başkanı ve Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Burçin Erdoğu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kazıları Uğurlu köyünün 900 metre doğusundaki höyükte sürdürdüklerini söyledi. Kazıların 2009’dan bu yana dönemler halinde yapıldığını belirten Erdoğu, adada insan varlığının 8 bin 500 yıl öncesine tarihlendirildiğini anlattı. Asıl amaçlarının, adaya ilk yerleşenleri tespit etmek olduğunu dile getiren Erdoğu, “Buraya nereden geldiler, nasıl yerleştiler, burada nasıl yaşadılar, yaşamlarını nasıl sürdürdüler? Bunları öğrenmek istiyoruz” dedi. Erdoğu, elde ettikleri bulgulara göre, Gökçeada’ya ilk yerleşenlerin 8 bin 500 yıl önce Anadolu’dan geldiğini aktardı.

Bu coğrafyanın, Doğu Ege adalarının en erken yerleşim yeri olduğunu belirten Erdoğu, şöyle devam etti: “Anadolu’dan tarımcı topluluklar, koyun, keçi, sığır gibi hayvanları ve buğday, arpa gibi malzemeleriyle gelmişler, küçük bir yerleşim yeri kurmuşlar. Milattan önce 6000’li yıllarda bu yerleşimin çok daha büyüdüğünü ve yavaş yavaş kendi kimliğini oluşturduğunu görüyoruz. Milattan önce 5500’lü yıllara geldiğimiz zaman bir kesinti var gibi. Gerek mimari gerek buluntular gerek beslenme ekonomisinde birtakım değişiklikler olduğunu ancak adanın kimliğini koruduğunu görüyoruz. Yani bir ada kültüründen, ada kimliğinden bahsedebiliyoruz.”

Ada kültürünün nasıl oluştuğunu öğrenmeyi amaçladıklarını ifade eden Erdoğu, “Gökçeada’nın ilk sakinlerinin gerek ana kara gerekse diğer adalarla geniş çaplı iletişime nasıl geçtiklerini araştırıyoruz” diye konuştu.

“Balıkçılık ikinci plandaymış”
Erdoğu, kazılarda değişik buluntular elde ettiklerine değindi. Çok yoğun olarak heykelcikler bulduklarını söyleyen Erdoğu, “Bu kadar çok küçük çaplı heykelcikleri böyle bir kazı yerinde beklemiyorduk. Yine çok sayıda kemik ve taş aletler var” dedi. O dönem insanların çok geniş çaplı ticaret içinde olduğunu belirlediklerini bildiren Erdoğu, Gökçeada kazılarında, Melos Adası’nda ve İç Anadolu’da bulunan obsidyenlere (volkan camı) rastladıklarını anlattı.

Kazılarda Bulgaristan’a özgü çakmak taşının da çıktığına işaret eden Erdoğu, şunları kaydetti: “Adada mermer yok ama mermer buluntularla karşılaştık. Yani burada yaşayanların çok geniş çaplı iletişim ağı içinde olduğunu anladık. Bunlardan yapılmış değerli objeler elimize geçti. Kemik buluntuların çeşitli amaçlarla kullanıldığını tespit ettik. Kemiklerle tabii delici, kazıcı gibi aletler yapmışlar. Daha çok, ‘bız’ dediğimiz delici aletler var. ‘Mablak’ dediğimiz, belki deri işlemelerde işe yarayan birtakım aletler de söz konusu. Yine kancalar, olta gibi aletler var. Bunların bir kısmının da balık tutmada kullanıldığını düşünüyoruz. Gökçeada’da balıkçılığın biraz daha ikinci planda olduğunu anladık. Daha çok hayvancılık ve tarımla uğraşmışlar.”

Erdoğu, 2015 kazı döneminin ağustos sonunda tamamlanmasının planlandığını sözlerine ekledi.22.07.2015 Radikal-arkeolojihaber

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için