Blog
Bilinen En Eski Yazılı Metin Hangisi?
Görsel iletişimin en eski biçimi, dünyanın dört bir yanındaki eski mağaralarda görülebilir.
Sıla Eyler - www.arkeofili.com
Doğrulanmış en eski yazı, bir Sümer eseri üzerinde bulunuyor. Ancak bu yazının yaratılmasına giden yol uzun ve büyüleyici.
Arpa Hasadında Çalışan Erkeklerin Listesi. Umma, Sümer, modern Irak Kral Amar-sin’in 5. yılı, yaklaşık MÖ 2041 Ur III Dönemi (MÖ 2112–2004). C: Spurlock Museum
Şimdiye kadar bulunmuş en eski yazılı metnin ne olduğunu hiç merak ettiniz mi?
Görünen o ki bu metin oldukça eski. Çünkü insanlar binlerce yıldır deneyimlerini ve gerçekliği iletişim yoluyla aktarıyorlar. Ancak o dönemlerde bilgiler günümüzde tanıdığımız şekilde yazıya dökülmüyordu. Yazı süreci zamanla gelişti.
Yazı Dilinin Evrimi
Görsel iletişimin en eski biçimi, dünyanın dört bir yanındaki eski mağaralarda görülebilir. Mağara resimleri, insanların belirli olaylar veya şeylerle ilgili deneyimlerini kaydetmek için kullandıkları bir temsil biçimiydi. Gelgelelim bunlar genellikle dilsel bir mesaj olarak görülmezler. Bu nedenle de daha çok resim sanatı geleneklerinin bir parçası olarak kabul edilirler.
Ancak bazı çizimler devamlı olarak belirli anlamları temsil etmeye başlarsa, o zaman piktogram, yani resimli yazı haline gelmeye başlar. Dolayısıyla, içinden çizgiler çıkan bir daire güneşi temsil ediyor olabilir veya iki bacaklı, baş yerine daire ve kol yerine iki çubuktan oluşan bir çöp adam figürü insan olabilir. Ya da sivri bir çizgi bir şimşek işareti olabilir. Bu resimler, diğer insanlar onların neye işaret ettiklerini anlayabildikleri ve benzer amaçlar için taklit edebildikleri sürece bir iletişim biçimi olarak işlev görür. Örneğin, bugün bir restoranı belirtmek için bir bıçak ve çatal resmi kullanabilirsiniz veya bir uçak resmi bir havaalanını belirtebilir.
Bu imgeler dünyada var olan ya da kendi doğalarında ayrık olan şeylerle ilgilidir. Ancak güneş temsili evrim geçirerek ısı, sıcaklık, ışık ve gündüz gibi kavramları da kapsamaya başlarsa o zaman bir ideogram yani bir yazı sembolü haline gelmiş olur. İdeogramlar, gerçek dünyada her zaman kesin olmayan soyut kavramların anlamını yakalar. Hem resim sembolleri (piktogramlar) hem de anlam sembolleri (ideogramlar) genellikle dil kısıtlamalarından bağımsızdır. Hangi dili konuştuğunuzdan bağımsız olarak (mantık dahilinde) referans noktaları genellikle hazırdır. Fransızca, Japonca veya İngilizce konuşmanızdan bağımsız olarak güneş sembolü aynı güneşi temsil eder ve hepimiz ısı, ışık ve sıcaklık kavramlarını kavrayabiliriz.
Birçok eski dilin, yüzyıllarca kullanımda kalan daha basit resim sembolleri (piktogram) veya anlam sembolleri (ideogram) temsilleri başladığı düşünülüyor. Hem Mısır hiyeroglifleri hem de Çin yazısı daha soyut anlamlara evrilen piktogramlar içerir. Bir sembol, fiziksel bir şeyden yeterince uzaklaştırıldığında onu bir dilde bir kelime olarak görmek daha kolaydır. Semboller bir dildeki belirli sözcükleri temsil etmek için kullanıldığında logogram haline gelir. Logogramlar, Yakın Doğu, Çin ve Orta Amerika dilleri de dahil olmak üzere birçok erken dönem gerçek yazı sisteminin temelini oluşturuyor.
Kish tableti. C: Wikimedia Commons
Peki ya ilk yazı?
Doğrulanmış en eski yazı biçimi, milattan önce 3.500 yıllarına tarihlenen ve Kish tableti olarak bilinen bir kireçtaşı tablet üzerine kaydedilmişti. Tablet, günümüz Irak’ında bulunan Kish adlı eski bir Sümer şehrinin konumlandığı yerde bulundu.
Tablet yüzeyindeki yazı tamamen piktografikti. Ve proto-yazı ile çiviyazısının daha sofistike olan hece yazısıyla arasında kalan bir orta noktayı temsil eder. Bu dikkat çekici obje, muhtemelen Mısır hiyerogliflerinden birkaç yüzyıl öncesine dayanıyor. Bu nedenle insanlar tarafından kullanıldığı bilinen ve deşifre edilebilmiş en eski yazılı sistemi gibi görünüyor.
Çivi yazısı, eski Orta Doğu’daki en yaygın ve tarihsel olarak önemli yazı sistemiydi. Ve kendi konuşma dilleri olan Assurlular, Akadlar ve Babiller dahil olmak üzere çok sayıda ve farklı kültür tarafından kullanıldı. Bu yazı, kamış kalemlerin nemli bir kile batırılmasıyla ve girintiler oluşturularak yapılıyordu. Farklı şekillerde birleştirildiğinde farklı konuşulan heceleri temsil edebilir ve bir araya getirildiğinde farklı kelimeleri oluşturabilirdi. Daha sonra, yazıcılar çizi yazısını çeşitli taş nesnelere de yontarak işlediler.
Bu yazı sistemi yaklaşık 3.000 yıl boyunca kullanıldı, yüzbinlerce kil tablet ve yazılı nesne üretildi. 19. yüzyılın başlarında arkeologlar bu eserlerin birçoğunu yeniden keşfetti ve anlamlarını deşifre etmek, tercüme etmek için çalışmaya başladılar.
IFL Science. 26 Temmuz 2023.
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >