Blog
Britanya’daki 4.000 Yıllık Mezarlarda Veba Bulundu
Eski salgının kanıtı, Swali ve meslektaşlarının iki mezar alanında bulunan 34 iskeletten alınan diş özünde gizlenen DNA’yı taramasıyla ortaya çıktı.
Erman Ertuğrul - www. arkeofili.com
Cumbria ve Somerset’teki Tunç Çağ alanlarında gömülen insanların dişlerinde Yersinia pestis bakterisinin izleri bulundu.
Kendal, Cumbria yakınlarındaki Levens Park mezarı. C: Ian Hodkinson, Liverpool John Moores University
Britanya’daki vebaya dair en eski kanıt, Cumbria ve Somerset’teki Tunç Çağ mezarlıklarında ortaya çıkarılan 4.000 yıllık insan kalıntılarında ortaya çıkarıldı.
Yersinia pestis bakterisinin izleri, Kendal yakınlarındaki Levens Park mezar anıtındaki bireylerin dişlerinde ve en az 40 erkek, kadın ve çocuğun parçalara ayrılarak doğal bir kuyuya gömüldüğü Mendips’teki Charterhouse Warren’da bulundu.
Bulgular, erken Tunç Çağı’nda Avrasya’yı kasıp kavuran bir veba salgınının, ülkenin MS 541’deki Jüstinyen Vebası salgınındaki ilk belgelenmiş hastalık vakalarından binlerce yıl öncesinde, kuzeybatıya ve deniz yoluyla Britanya’ya yayıldığını gösteriyor.
Nature Communications’daki çalışmanın ilk yazarı ve Londra’daki Francis Crick Enstitüsü’nde doktora öğrencisi olan Pooja Swali, bunun, İngiltere’de bulunan en eski veba kanıtı olduğunu söylüyor.
Eski salgının kanıtı, Swali ve meslektaşlarının iki mezar alanında bulunan 34 iskeletten alınan diş özünde gizlenen DNA’yı taramasıyla ortaya çıktı.
En az 40 kişinin kalıntılarının bulunduğu Charterhouse Warren sahasındaki çukur, 1972. C: Tony Audsley
Cumbrian anıtına gömülen 35 ila 45 yaşları arasındaki bir kadından ve Charterhouse Warren’da 10 ila 12 yaşları arasındaki iki çocuktan alınan materyalde veba bakterileri için yapılan testler pozitif çıktı.
DNA, elementlere maruz kaldığında hızla bozulduğu için, mezar alanlarındaki diğer bireylerin de enfekte olması ancak testlerle tespit edilememiş olması mümkün. Bölgelerdeki radyokarbon tarihlemesi, üç kişinin kabaca aynı zamanda, yaklaşık 4.000 yıl önce yaşadığını ortaya çıkardı.
Swali, bir Cuma gecesi geç saatlerde laboratuvarda çalışırken bulguların önemi netleşti. “Evreka anımı yaşadım ama bunu paylaşacak kimsem yoktu. Bir an ‘Vay canına. Bu, Britanya’daki şimdiye kadarki en eski veba genomu.’ dedim.”
Önceki araştırmalar, 5.000 ila 2.500 yıl önce Avrasya’da veba vakaları olduğunu doğrulamıştı, ancak en son çalışmaya kadar, Britanya’da bu kadar uzun zaman önce veba olduğuna dair hiçbir bulgu tespit edilmemişti.
DNA analizi, üç kişinin de daha sonraki suşlarda görülen yapC ve ymt genlerinden yoksun bir Yersinia pestis formu ile enfekte olduğunu gösterdi. Ymt geni, vebanın pireler tarafından yayılmasında önemli bir rol oynayarak, 14. yüzyılda Avrupa nüfusunun yarısını öldüren Kara Veba gibi yıkıcı salgınları tetikleyen hastalığın hıyarcıklı formuna yol açtı.
Yersinia pestis bakterisi kütlesini gösteren bir elektron mikrografı. C: Rocky Mountain Laboratuvarları
4.000 yıl önce İngiltere’ye ulaşan hastalık muhtemelen, bakterilerin akciğerleri tutmasıyla ateş, baş ağrısı, halsizlik ve zatürreye neden olan vebanın pnömonik formuydu. Avrupa’da belgelenmiş vakalara göre, pnömonik veba, tek bir avcı veya çobandan tüm topluluğa günler içinde yayılabilir.
Oxford Üniversitesi’nde bir arkeolog ve çalışmanın ortak yazarı olan Prof Rick Schulting, “Onlarca kişinin parçalanmış kalıntılarının bulunduğu Charterhouse Warren’da ne olduğu tam olarak belli değil. Erken Tunç çağı Britanya’sında şiddete dair kanıtlar çok nadir ve daha önce bu ölçekte hiçbir şey keşfedilmemişti.” diyor.
“Bu hastalık iskelette hiçbir iz bırakmadığı için vebanın bulunması tamamen beklenmedik bir durumdu. Şu anda, bu yeni kanıtın bölgede olanların hikayesine nasıl bir katkı yaptığından ve hastalık ile şiddet arasında bir bağlantı olup olmadığından emin değiliz.”
Antik genom laboratuvarının başkanı ve çalışmanın başka bir ortak yazarı olan Dr Pontus Skoglund, antik DNA’nın, başka şekilde öğrenilemeyecek eski bulaşıcı salgınlarını belirlemeye ve yeniden yapılandırmaya yardımcı olabileceğini söylüyor.
“Bunu bilmemizin tek yolu DNA’dır. Aksi takdirde etrafta Yersinia pestis olduğu hakkında hiçbir fikrimiz olmazdı.”
The Guardian. 30 Mayıs 2023.
Makale: Swali, P., Schulting, R., Gilardet, A.et al. (2023).
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >