Blog

Eki12

Domuztepe Höyüğü’nde 7.600 Yıllık Mühür Bulundu

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  DomuztepesiKahramanmaraşMühürNeolitik



Domuztepe Höyüğü’nde 7.600 Yıllık Mühür Bulundu

2022 kazı sezonunda höyükte bulunan 7.600 yıl öncesine ait bir damga mühür, büyükbaş hayvanların evcilleştirilme süreci hakkında önemli bilgiler verebilir.

www.arkeofili.com

Kahramanmaraş’ta yer alan Domuztepe Höyüğü’nde, üzerinde boynuzlu iki hayvan başı figürü olan 7.600 yıllık mühür bulundu.


Domuztepe Höyüğü’nde, Hacettepe Üniversitesi’nden Doç. Dr. Halil Tekin başkanlığında yaklaşık 15 kişilik bir ekiple devam eden arkeolojik kazılarda, Geç Neolitik döneme ait önemli bulgular elde ediliyor.

2022 kazı sezonunda höyükte bulunan 7.600 yıl öncesine ait bir damga mühür, büyükbaş hayvanların evcilleştirilme süreci hakkında önemli bilgiler verebilir.

Höyüğün ikinci yapı katına ait dolgu toprak içinde serpantin taşından yapılmış ip delikli düğme mühür bulduklarını belirten Doç. Dr. Halil Tekin, mührün baskı yüzeyinde ‘aynalama’ yöntemiyle ağızları birbirine bakar şekilde yapılmış boynuzlu iki hayvan başı olduğunu söylüyor.

Doç. Dr. Halil Tekin, “Geçmiş yıllarda kilden çanak-çömlek üzerinde boya bezek olarak stilize yapılmış boğa başı motiflerinin varlığı saptanmıştı. Geleneksel Mezopotamya terminolojisinde ‘Halaf’ olarak bilinen kültürün Doğu Akdeniz’deki en büyük yerleşimi olan höyükte farklı malzeme üzerinde görselleşen boğa başları çoğunlukla Yakın Doğu’da evcil sığır (Bos Taurus) olarak bilinen türün temsilcisi olarak kabul görüyor.” diyor.

Araştırmacıların belirttiğine göre, Domuztepe Höyüğü’nde ortaya çıkartılan hayvan kemiklerinin analizleri henüz tamamlanmadı. Doç. Dr. Tekin, Domuztepe’nin içinde bulunduğu Doğu Akdeniz’de, MÖ 7. ila 6. binyıllarda mandanın evcilleştirildiğini söylemek için erken olduğunu söylüyor.

“Mühür baskı yüzeyinde ve bazı çanak-çömlek üzerinde boya bezekler şeklinde gözlemlenen türün manda olmayıp sadece boğa başlarının farklı stillerde biçimlendirilmiş olması da ihtimal dahilinde. Gelecekte yapılacak analizler bu konuya ışık tutacak. Bununla birlikte, Mezopotamya Geç Neolitik Dönem mühür baskılarında bu şekilde bir tasvir yönteminin de ender görüldüğünü belirtmek gerekir.”


Mührün genelde mülkiyetin varlığının somut kanıtı olarak kabul edildiğini belirten Doç. Dr. Tekin, “Bununla birlikte eşitlikçi bir yaşam biçimine sahip ve henüz bürokrasinin bulunmadığı bir zaman dilimini temsil eden erken köy yerleşimlerinde bu tür nesnelerin işlevleri konusu hala tartışmalı.” diyor.

Domuztepe Höyüğü

Domuztepe Höyüğü, Kahramanmaraş kent merkezinin 40 km güneyindeki Narlı Ovası’nda yer alıyor ve Geç Neolitik döneme (MÖ 7.000 ila 5.000 yılları arasına tarihleniyor. En az 20 hektarlık bir alanı kapsayan bu yerleşim, Yakındoğu’da bilinen en büyük tarih öncesi yerleşimlerden biri olarak kabul ediliyor. Höyükte bulunan kalıntılar, buradaki insanların kalabalık bir nüfusun barınabilmesi için karmaşık bir ekonominin yansıması olarak tarıma alınmış bitkilere ve evcil hayvanlara bağımlı olduğunu gösteriyor.

Domuztepe sakinlerinin Geç Neolitik dönemde Yukarı Mezopotamya’nın tümünde görülen geniş bir iletişim ağının parçası olduğu anlaşılıyor. Bu iletişimin doğrudan olmaktan ziyade, yakın mesafedeki köylerin kendi aralarındaki temas sonucu olması kuvvetle muhtemel.

Bugüne kadar yürütülen kazılarda buradaki köy sakinlerinin yılın tüm zamanında iskan etmedikleri, mevsimsel döngüler ile burada oturdukları anlaşıldı. Çevresel faktörlerin, yılın tüm zamanında köy sakinlerini beslemeye yeterli olmaması, bu göç döngüsünün ana nedeni olmalıydı. Ayrıca köy sakinlerinin başlangıçtan itibaren yarı göçer yaşam biçimini benimsemiş olması da önemli bir unsur olmalıydı.

Domuztepe Höyüğü ilk kez 1993 yılında Kahramanmaraş’ta arkeolojik yüzey araştırması yürüten
Amerikan-İngiliz heyeti tarafından bilim dünyasına tanıtıldı. Araştırma heyetine başkanlık eden Kaliforniya Üniversitesi’nden Prof. Dr. Elizabeth Carter’ın yürüttüğü arkeolojik kazılar, önceleri Kahramanmaraş Müzesi ile ortak bir proje olarak 1995 yılında baslatıldı, 1998 yılından itibaren Prof. Carter’in bilimsel başkanlığında Bakanlar Kurulu Kararlı bir kazı olarak 2006 yılına kadar devam etti. 2008 yılında Prof. Dr. Stuart Campbell kazı başkanlığını devraldı. 2015 yılından beri kazıları Hacettepe Üniversitesi adına Doç. Dr. Halil Tekin yürütüyor.

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için