Blog

Tem6


Efes’in 21 Yıllık UNESCO Hasreti

 by  - 

69

Almanya’nın Bonn kentinde devam eden 39. Dünya Mirası Komitesi Toplantısı’nın bugünkü oturumunda Efes Antik Kenti’nin “UNESCO Dünya Miras Listesi”ne alınması oylanacak.

UNESCO Dünya Mirası Komitesince “Dünya Miras Listesi”ne kaydedilmesi bugün oylanacak Efes Antik Kenti, insanlık tarihinin birçok döneminden eserleri bünyesinde barındırıyor.

Almanya’nın Bonn kentinde düzenlenen ve dün Türkiye’den “Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçelerinin UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kaydedilmesi”nin kararlaştırıldığı 39. Dünya Mirası Komitesi Toplantısı’nın bugünkü oturumunda, Efes Antik Kenti için oylama yapılacak. 

Dünya Miras Geçici Listesi’nde 1994 yılından beri bekleyen, bugünkü oylamada 21 yıllık hasrete son verilerek Dünya Miras Listesi’ne girmesi beklenen Efes Antik Kenti için Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yanı sıra Selçuk ilçesinden giden ekip de temaslarını sürdürüyor. 

İzmir’in Selçuk ilçesi sınırlarındaki antik kentin ilk kuruluşu Neolitik Çağ’a (Cilalı Taş Devri) kadar uzanıyor.

Efes’teki ilk arkeolojik kazılar, British Museum adına J.T. Wood tarafından 1869 yılında başladı. Bölgedeki ilk kazılara 1895’te başlayan Avusturyalılar, günümüzde de çalışmalarını sürdürüyor. 

Avusturya Arkeoloji Enstitüsü’nün 1. ve 2. Dünya Savaşları sırasında kesintiye uğrayan çalışmaları 1954 yılından sonra aralıksız devam etti. Avusturya Arkeoloji Enstitüsü’nün yanı sıra 1954 yılından itibaren Efes Müzesi de Kültür Bakanlığı adına kazı, restorasyon ve düzenleme çalışmalarına devam ediyor.

Son yıllarda yapılan araştırmalar ve kazılarda Efes çevresindeki höyükler ve kalenin bulunduğu Ayasuluk Tepesi’nde Tunç çağları ve Hititler’e ait yerleşimler saptandı. Kentin Hititler Dönemi’ndeki adının ise “Apasas” olduğu biliniyor. 

Liman kenti Efes, milattan önce 560 yılında Artemis Tapınağı çevresine taşındı. Bugün gezilen Efes ise Büyük İskender’in generallerinden Lysimakhos tarafından milattan önce 300 yıllarında kuruldu. Hellenistik ve Roma çağlarında en görkemli dönemlerini yaşayan Efes, Asya eyaletinin başkenti ve en büyük liman kenti olarak 200 bin kişilik nüfusa sahipti.

Efes, Bizans döneminde tekrar yer değiştirdi ve ilk kez kurulduğu Selçuk’taki Ayasuluk Tepesi’ne geldi. Türkler tarafından 1330 yılında alınan ve Aydınoğulları’nın merkezi olan Ayasuluk, 16. yüzyıldan itibaren giderek küçülmeye başlamış, 1923 yılında Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra “Selçuk” adını aldı. 

HER DÖNEME ŞAHİT
Tarihi boyunca uygarlık, bilim, kültür ve sanat alanlarında her zaman önemli rol oynayan kent, birçok kez yer değiştirdiğinden kalıntıları da yaklaşık 8 kilometrekarelik alana yayıldı. Prehistorik, Arkaik, Hellenistik, Roma ve Bizans, Selçuk, Aydınoğulları, Osmanlı gibi insanlık tarihinin birçok döneminden eserlere ev sahipliği yapan kent adeta tarihin her dönemine şahitlik ediyor.

Ayasuluk Tepesi, Artemision, Efes ve Selçuk olarak dört ana bölgedeki harabeler, geçen yıl 1 milyon 873 bin 701 kişi tarafından ziyaret edildi. Efes’i bu yılın ilk beş ayında ziyaret eden turist sayısı 515 bin 956 oldu.

SAHİP OLDUĞU ESERLER
Efes Antik Kenti, barındırdığı eserlerle zengin bir mirasa sahip. Dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı, bu kentin sınırları içinde yer alıyor. Antik dünyanın mermerden inşa edilmiş ilk tapınağı olan ve  temelleri milattan önce 7. yüzyıla kadar giden yapı, Tanrıça Artemis’e ithafen Lidya kralı Croesus tarafından yaptırıldı, dönemin en büyük heykeltıraşları Pheidias, Polycleitus, Kresilas ve Phradmon tarafından bronz heykellerle süslendi.

Efes Celsius Kütüphanesi ise Roma dönemi yapılarının en güzellerinden birisi olarak öne çıkıyor. Roma döneminde 110-135 yılları arasında inşa edilen kütüphane iki katlı olmasıyla dikkati çekiyor.

Efes’i inanç turizmi açısından cazibe merkezi haline getiren yapılardan biri olan Meryem Ana Evi, Bülbüldağı’nda bulunuyor. Hazreti İsa’nın annesi Meryem’in son yıllarını geçirdiğine inanılan kilise, Hristiyanlar için hac yeri.  

Kentte bulunan ve Bizans döneminde mezar kilisesi haline getirilen, Roma imparatoru Decius zamanında putperestlerin zulmünden kaçan yedi Hristiyan gencin sığındıkları rivayet edilen Efes’teki Yedi Uyurlar Mağarası, dünya üzerinde 33 kentin mağaranın kendi sınırları içinde olduğunu iddia etmesine karşın Hristiyan kaynaklarının çoğu tarafından kutsal yer sayılıyor.

Antik kentin bağrındaki İsa Bey Camii, 1374-75 yılında Aydınoğulları’ndan İsa Bey tarafından Ayasuluk Tepesi’ne inşa ettirildi. Artemis Tapınağı ile Saint Jean Kilisesi arasında yer alan yapı, Anadolu cami mimarisinin ilk örneklerini sergiliyor. 

Roma İmparatoru Hadrianus adına anıt tapınak olarak yapılan ve frizlerine Efes’in kuruluş efsanesi işlenen Hadrian Tapınağı, İmparator Domitianus adına yapılan Domitian Tapınağı, Meryem adına inşa edilmiş ilk kilise olan ve 431 Konsül Toplantısı’nın yapıldığı, Hristiyanlık dinindeki ilk yedi kilise arasındaki Meryem Kilisesi Efes’in zengin değerleri arasında bulunuyor.

Ayrıca Bizans İmparatoru Büyük Iustinianus tarafından yaptırılan ve o dönemin en büyük yapılarından bir olan 6 kubbeli bazilika St. Jean Bazilikası, Kleopatra’nın kız kardeşine ait anıtsal mezar Oktagon da Efes’te ziyaretçileri karşılıyor.

İlk inşa tarihi milattan sonra 1. yüzyıl olarak belirlenen Yamaç Evler’de kentin zenginleri barınmış. Bu evler duvarlardaki mermer kaplama ve freskler, taban ise mozaiklerle kaplı olmasıyla dikkati çekiyor. Evlerde kalorifer sistemi ve hamam da bulunuyor.

Büyük Tiyatro da Efes’in kıymetli miraslarından birisi. Antik dönemin en büyük açık hava tiyatrosu olan yapı 24 bin kişilik kapasiteye sahip. -05.07.2015 ntv.com.tr-arkeolojihaber

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için