Blog

May3

Erkeklerle Dolu Neolitik Mezarlıkta, ‘Savaşçı’ Bir Kadın Bulundu

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  Antik DNAElitFleury sur OrneFransaKadınNeolitikSavaşçı



Erkeklerle Dolu Neolitik Mezarlıkta, ‘Savaşçı’ Bir Kadın Bulundu

Kadın, mezarına oklarla gömülmüştü ve araştırmacılar, kadının bu mezara gömülmek için “sembolik olarak erkek” olarak kabul edilmesi gerekebileceğini savunuyorlar.

www.arkeofili.com

Fransa’da 6.500 yıllık gizemli bir kadın mezarı ve ok uçları, kadınların bu toplumda Neolitik dönemde nasıl görüldüğünü anlatabilir.


Erken Neolitik dönemde Fleury-sur-Orne’deki anıtsal mezarlığa gömülen ve antik DNA’sı test edilen 14 kişiden sadece biri kadındı. C: Pascal Radigue; CC BY 4.0

Araştırmacılar, “uzun tümülüsler” olarak bilinen dev mezarları araştırdılar. Bu mezarlar, genellikle yüzlerce metre uzunluğunda ve bazen ahşap çitler tarafından çevrelenen büyük toprak mezarlardı. Ekip, Normandiya’daki Fleury-sur-Orne’de yer alan Neolitik mezarlıkta bulunan 19 insan kalıntısından, 14 kişinin DNA’sını analiz etti; ama sadece biri kadındı.

Kadın, mezarına oklarla gömülmüştü ve araştırmacılar, kadının bu mezara gömülmek için “sembolik olarak erkek” olarak kabul edilmesi gerekebileceğini savunuyorlar.

Bordeaux Üniversitesi’nde bir arkeolog ve genetikçi olan çalışmanın baş yazarı Maïté Rivollat, “Bu erkek cinsiyetli eserlerin onu biyolojik cinsel kimliğinin ötesine yerleştirdiğine inanıyoruz.” diyor. “Bu, erkek cinsiyetinin ölümde cisimleşmesinin, bu devasa yapılarda gömülmeye erişim kazanması için gerekli olduğu anlamına gelir.”

Normandiya’daki Fleury-sur-Orne’deki ilk anıtsal mezarlar, yaklaşık 6.500 yıl önce erken Neolitik dönemde inşa edilmişti. C: Juhel/Rivollat et al, PNAS

Arkeologlar Fleury-sur-Orne’daki mezarları Neolitik Cerny kültürü ile ilişkilendiriyor. Güneydoğudaki Paris Havzası bölgesinde yüzlerce kilometre uzakta birkaç Cerny mezarlığı bulundu, ancak Fleury-sur-Orne Normandiya’da bulunan en büyük mezarlık.

Ancak iki bölge ortak Cerny kültürünü paylaşırken, yüksek statülü mezarlara kimin gömülebileceği konusunda yerel farklılıklar olduğu görülüyor. Rivollat, Paris Havzası’nda hem erkekler hem de kadınlar neredeyse eşit sayıda gömülürken, Fleury-sur-Orne’deki mezarlığın neredeyse yalnızca erkeklere ait olduğunu, bu nedenle mezarlardan birinde bir kadın bulmanın şaşırtıcı olduğunu söylüyor.

Ancak, kadının nasıl bir hayat sürdüğünü bilmek zor. Rivollat, “Durumu hakkında bir şekilde spekülasyon yapabileceğimizi sanmıyorum – bunun için yeterli verimiz yok.” diyor.

Rivollat, gizemli Neolitik kadın hakkında, diyeti ve coğrafi kökenleri hakkında ayrıntıları ortaya çıkarabilecek izotopik analiz (kalıntılarındaki temel değişkenlerin incelenmesi) gibi devam eden bilimsel çalışmalarla daha fazlasının ortaya çıkarılabileceğini söylüyor.

Kadınlar, kuzey Fransa’nın başka yerlerinde aynı Cerny kültürüne atfedilen diğer mezarlıklara gömüldü. Ancak araştırmacılar, Fleury-sur-Orne’da yalnızca sembolik olarak erkek “avcılar”ın gömülü olabileceğine dair toplumsal kuralların olduğunu öne sürüyorlar. C: E. Ghesquière/Inrap

Neolitik mezarlık

Caen yakınlarındaki Fleury-sur-Orne’deki Neolitik mezarlık, 1960’larda çekilen hava fotoğraflarında keşfedildi ve Fransız Ulusal Koruyucu Arkeolojik Araştırmalar Enstitüsü (INRAP), 2014’ten beri orada büyük bir “kurtarma kazısı” yürütüyor.

Son kazılar çok büyük, 24 hektardan fazla bir alanı kaplıyor ve birkaç Neolitik tümülüs mezarı ve Avrupa’da şimdiye kadar keşfedilen 372 metre uzunluğundaki en uzun tümülüs de dahil olmak üzere diğer anıtları ortaya çıkardı.

Rivollat’ın ekibinin Fleury-sur-Orne tümülüslerindeki insan kalıntılarının örneklerine erişimi vardı; ve onların Antik DNA’ları üzerinde yapılan yeni araştırmalar, hangi kalıntıların erkek – bir X ve bir Y cinsiyet kromozomu ile – ve hangilerinin iki X kromozomu ile kadın olduğunu ortaya çıkardı.

Ekip ayrıca, orada gömülü olan insanlar arasındaki herhangi bir aile bağını belirlemek için Antik DNA örneklerini de kullandı ve bilim insanları, aynı tümülüsün içine gömülen bir baba ve bir oğul dışında, tümülüsün içindekilerin neredeyse hiçbirinin akraba olmadığını buldu.


Fleury-sur-Orne’daki tümülüslerde bulunan ok uçlarının ve diğer çakmaktaşı nesnelerin kopyaları. C: Pascal Radigue; CC BY 4.0

Bu ipucu ve DNA analizinin diğer yönleri, Fleury-sur-Orne’daki tümülüs mezarların ataerkil (sosyal otoritenin erkek soyundan miras kaldığı) bir topluluğa ait olduğunu ve bir ailenin kızlarının eşlerinin aileleriyle birlikte yaşamak için ayrıldığını ileri sürdü.

Araştırmacıların makalede belirttiğine göre, “Bununla birlikte, alanda okların yanına gömülen kadın, aksi takdirde ‘erkeksi’ olan bu anıtsal mezarlığın cenaze törenlerinde kesinlikle biyolojik bir cinsiyet önyargısını sorguluyor.”

Kadının mezarına sadece çakmaktaşından yapılmış ok uçlarının mı yerleştirildiği, yoksa bunların orijinal olarak o zamandan beri çürüyen tahta çubuklara mı bağlı olduğu bilinmiyor.

Güç sahibi bireyler

Paris Havzası’ndaki Cerny mezarlıklarıyla ilgili daha önceki çalışmalar, belirli bir “güçlü bireyler” kategorisini, onları oklarla ve muhtemelen yaylarla gömerek ayırt ediyor – belki de bu şekilde onları “avcılar” olarak tanımlıyor. Bu araştırmalar, bu tür avcıların her zaman erkekler olduğunu ve kemiklerinde yay çekmekle uyumlu stres işaretleri olduğunu gösterdi. “Eril, okçuluk veya avcılığa ve hatta daha geniş anlamda vahşi dünyaya atfedilen tanım, Paris Havzası’ndaki Cerny ideolojisini karakterize eder.”

Fleury-sur-Orne’deki Cerny mezarlığına gömülen kadının, topluluğu tarafından resmen bir “avcı” olarak kabul edilip edilmediği bilinmiyor, ancak Cerny kültüründe yalnızca erkeklere ait olduğu düşünülen bir tür eser olan dört ok ucuyla gömüldü.


Araştırmacılar, Fleury-sur-Orne mezarlığındaki tek kadının çakmaktaşından ok uçları ile gömüldüğünü ve bunun “sembolik olarak erkek” olduğunu gösterebileceğini söylüyor. C: Pascal Radigue; CC BY 4.0

Yeni araştırmanın yazarları, “Bu da, onun mezarlığa gömülmesinin mutlak bir gereklilik olduğunu ima ediyor. Ve cinsiyetinin maskülen olarak sunulması, cenaze törenleri aracılığıyla bu anıtsal mezarlığa girmesine izin verdi.” diyor.

Newcastle Üniversitesi’nde daha sonraki tarih öncesi arkeoloji alanında kıdemli bir öğretim görevlisi olan ve en son çalışmada yer almayan, ancak Birleşik Krallık’taki Neolitik mezarların araştırmalarına öncülük eden Chris Fowler, Fleury-sur-Orne’da gömülü olan kadının, orada gömülü olan erkeklerle aynı şekilde muamele görmüş gibi olduğunu söylüyor.

Fowler, farklı tümülüslere gömülen bireylerin ilişkisiz olduğunu ve çok daha büyük bir topluluğun tüm üyelerinin tümülüslere gömülmediğini ekliyor.

“Bu kadar çok soyun seçim yaparken aynı mezarlığı paylaşması, kendi soylarından sadece bir veya iki temsilcinin bu geniş tümülüslerin işaret ettiği mezarlığa gömülmesi büyüleyici. Bu durum, bu soylar arasındaki sosyal ve politik dinamikler hakkında daha fazla soru ortaya çıkarıyor.”


Live Science. 2 Mayıs 2022.

Makale: Rivollat, M., Thomas, A., Ghesquière, E., Rohrlach, A. B., Späth, E., Pemonge, M. H., … & Deguilloux, M. F. (2022).​

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için