Blog
Etiyopya’daki 1.2 Milyon Yıllık Atölye Ne Anlama Geliyor?
Taş alet yapımında önemli bir gelişme, “atölye” adı verilen alanların ortaya çıkmasıydı. Bu alanlarda arkeologlar, homininlerin metodik ve tekrar tekrar taş eserler yaptıklarına dair kanıtları görebilirler.
Erman Ertuğrul - www.arkeofili.com
Bilinmeyen bir hominin grubu, 1,2 milyon yıldan daha uzun bir süre önce, Etiyopya’da 500’den fazla obsidyen el baltası üretti.
1,2 milyon yıldan daha uzun bir süre önce, Etiyopya’da obsidyenden el baltaları yapan eski insan akrabalarını gösteren bir çizim. C: M. Mussi et al. 2023.
Geçtiğimiz ay yapılan bir araştırmaya göre, 1.2 milyon yıldan daha uzun bir süre önce, bilinmeyen bir insan akrabası grubu, şu anda Etiyopya’da bulunan bir “taş alet atölyesinde” volkanik camdan keskin el baltaları yapmış olabilir.
Bu keşif, eski insan akrabalarının, Fransa ve İngiltere’de yaklaşık 500.000 yıl öncesine dayanan bir önceki kayıtlardan yarım milyon yıldan daha önce, düzenli olarak taş eserler üretmiş olabileceğini düşündürüyor.
Beceri ve bilgi gerektirdiği için, insanları ve insanlarla diğer tüm hayvanlardan daha yakın akraba olan soyu tükenmiş türleri içeren erken homininler arasında taş alet kullanımı, insan zihninin evrimine bir pencere sunabilir. Taş alet yapımında önemli bir gelişme, “atölye” adı verilen alanların ortaya çıkmasıydı. Bu alanlarda arkeologlar, homininlerin metodik ve tekrar tekrar taş eserler yaptıklarına dair kanıtları görebilirler.
1.2 milyon yıldan daha eski bir insan akrabası tarafından yapılmış obsidyen bir el baltası. C: M. Mussi et al. 2023.
Yeni analiz edilen obsidyen alet koleksiyonu, kayıtlara geçmiş homininler tarafından yürütülen en eski taş alet atölyesi olabilir. Etiyopya’daki bir Dünya Mirası alanı olan Melka Kunture ve Balchit’teki İtalyan-İspanyol arkeolojik misyonunun yöneticisi olan çalışmanın ilk yazarı Margherita Mussi, “Bu, insan evriminde çok yeni.” diyor.
Bilinen en eski hominin atölyesi
Yeni çalışmada araştırmacılar, Etiyopya’nın üst Awash Nehri vadisi boyunca yer alan Melka Kunture olarak bilinen bir dizi arkeolojik alanı araştırdılar. Awash vadisi, “Lucy” olarak adlandırılan insanlığın ünlü eski akrabası gibi erken hominin fosillerinin en iyi bilinen örneklerinden bazılarına ev sahipliği yapıyordu.
Bilim insanları, Melka Kunture’de Simbiro III olarak bilinen bir bölgede obsidyenden yapılmış 575 esere odaklandı. Bu eski aletler, fosil ve jeolojik verilerin 1,2 milyon yıldan daha eski olduğunu öne sürdüğü “C Seviyesi” olarak adlandırılan bir kum tabakasında bulundu.
Etiyopya’daki Melka Kunture’de yer alan Awash Nehri’ndeki arkeolojik alan. C: M. Mussi et al. 2023.
Bu obsidyen eserler, ortalama 11,5 santimetre uzunluğunda ve 0,3 kilogram olan 30’dan fazla el baltası veya gözyaşı damlası şeklindeki taş aletleri içeriyordu. Eski insanlar ve diğer homininler onları doğramak, kazımak, kasaplık yapmak ve kazmak için kullanmış olabilir.
Obsidyen hammaddesi, Simbiro III’te Seviye C’den önce ve sonra çok daha ender görülüyor ve diğer Melka Kunture arkeolojik alanlarında da kıt olduğunu kanıtlandı. Yeni kazılar aynı zamanda, Seviye C’nin mevsimsel sel baskınlarına maruz kaldığını ve Seviye C’nin bu zamanlarda bölgede kıvrımlı bir nehrin muhtemelen obsidyen kayaları biriktirdiğini ortaya çıkardı. Bu seviyedeki obsidyen baltalar şekil ve boyut olarak çok daha düzenliydi, bu da üretim tekniğinde ustalık olduğunu gösteriyor.
Mussi, eski homininlerin “sıklıkla zar zor hayatta kalan, düşmanca ve değişen bir ortamla mücadele eden kişiler olarak tasvir edildiğini” söylüyor. “Burada bunun yerine, keşfettikleri herhangi bir kaynağı test etme fırsatını kaçırmayan zeki bireyler olduklarını kanıtlıyoruz.”
Arkeologlar, Simbiro III sahasında C seviyesinde bir obsidyen topluluğu buldular, bu da eski bir nehrin 1,2 milyon yıldan daha uzun bir süre önce periyodik olarak sular altında kaldığını ve orada obsidyen biriktirdiğini gösteriyor. C: M. Mussi et al. 2023.
Araştırmacılar, Simbiro III’ün Seviye C tabakasında obsidyenin bu özel kullanımının, yaklaşık 3.3 milyon ila 300.000 yıl önce arasında süren Erken Taş Devri sırasında olağandışı olduğunu söylüyor. Obsidyen aletler olağanüstü keskin kenarlara sahip olabilir, ancak volkanik cam kırılgandır ve parçalanmadan işlenmesi zordur. Bu nedenle, obsidyen genellikle yalnızca yaklaşık 300.000 ila 50.000 yıl önce arasında değişen Orta Taş Devri’nden başlayarak taş alet imalatında yaygın bir kullanım alanı buldu.
Bu araştırmaya dahil olmayan Wisconsin-Madison Üniversitesi’nden bir paleoantropolog olan John Hawks, “Bu çağın eski homininlerinin obsidyeni bir malzeme olarak değerlendirdiği ve özel olarak kullandığı fikri çok mantıklı.” diyor. “Obsidyen, keskin kenarlı aletler yapmak için doğal malzemeler arasında benzersiz bir şekilde değerli olarak kabul ediliyor; görünüş olarak da oldukça özel. Bazı eski kültürler, obsidyen kullanmış ve yüzlerce kilometrelik mesafeler boyunca ticaretini yapmıştır.”
Bu ticaret, yaygın olarak kabul edilenden çok daha geriye gitmiş olabilir.
Burada, Etiyopya Melka Kunture’de Simbiro III olarak bilinen bir bölgede C seviyesindeki obsidyen yataklarını görüyoruz. C: M. Mussi et al. 2023.
Hawks, “1970’lerden bu yana, obsidyenin 1,4 milyon yıl kadar erken bir tarihte uzun mesafeler boyunca taşınmış olabileceğine dair kanıtlar var. Bu kanıt, daha yakın tarihli kazı çalışmaları tarafından tekrarlanmadı, ancak Mussi ve çalışma arkadaşlarının yeni makalesi bu yönde bir adım olabilir.” diyor.
Bu eserlerin hangi hominin tarafından yaratılmış olabileceği belirsizliğini koruyor. Mussi, daha önce, diğer Melka Kunture arkeolojik alanlarında, araştırmacıların Homo erectus olabilecek yaklaşık 1.66 milyon yıllık hominin kalıntıları ve Homo heidelbergensis olabilecek yaklaşık 1 milyon yıllık fosiller keşfettiklerini söylüyor.
Homo erectus, modern insanlara benzer vücut oranlarına sahip olduğu bilinen en eski erken insandı, oysa Homo heidelbergensis hem modern insanların hem de Neandertallerin ortak atalarından biri olabilir. Mussi, Simbiro III’teki Seviye C tabakasının yaşı 1,2 milyon yıldan fazla olduğu için, buradaki obsidyen el baltalarını yapan homininlerin doğası gereği Homo erectus’a daha yakın olabileceğini söylüyor.
Live Science. 7 Şubat 2023.
Makale: Mussi, M., Mendez-Quintas, E., Barboni, D.et al.(2023).
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >