Blog
İncil Müzesi’ndeki Ölü Deniz Parşömenleri Sahte Çıktı
İncil Müzesi’ndeki Ölü Deniz Parşömenleri Sahte Çıktı
Steve Green’in 16 parçadan oluşan antik Ölü Deniz Parşömenleri için aile servetinden milyonlarca dolar ödemesi, Washington DC’deki İncil Müzesi’ne yapılan en güzel katkılardan biri gibi görünüyordu.
Ancak uzmanlar uzun zamandır şüphelenilen konuyu doğruladı: Hobby Lobby mağaza zincirinin sahipleri tarafından ABD’nin başkentinde gururla sergilenen eserler, tüm zamanların en önemli arkeolojik bulgularından birinin parçası değilmiş.
Parşömenlerin, eski bir ayakkabı derisinden yapılmış değersiz ve sahte parçalar oldukları çıktı.
Müzede, parşömen parçalarının kapsamlı bir incelemesine odaklandıkları iki günlük bir konferansın koronavirüs salgını nedeniyle iptal edilmesinin ardından, parçaların sahte olduğu, beş kişilik sanat sahtekârlığı soruşturmacısından oluşan bir ekibin çevrimiçi yayımladığı raporda bildirildi.
(Son Ölü Deniz Parşömenlerinden Biri Deşifre Edildi)
Her bir parçayı incelemek için altı ay harcayan uzmanlar, Ölü Deniz Parşömenleri parçalarındaki kazançlı uluslararası ticaretin şüpheli sahtekârlıkla yürütüldüğü ve o yıl müzenin açılışından önce müzenin müdürü Green’in en az beş parçayı açıklanmayan bir miktarda satın alındığı haberleriyle çalkalanan 2017’deki iddialardan doğan bu araştırmada, parçaların sahte olduğu sonucuna vardı.
Parşömenleri inceleyen Washington menşeli şirket Art Fraud Insights’ın kurucusu ve müdürü Colette Loll, “Yapılan tüm kapsamlı görüntüleme ve bilimsel inceleme sonuçlarından sonra İncil Müzesi’ndeki Ölü Deniz Parşömenleri koleksiyonundaki metin parçalarının hiçbirinin gerçek olmadığı oldukça açık.” dedi.
“Dahası her bir serginin niteliği, gerçek Ölü Deniz Parşömenlerini taklit etmek amacıyla bunların 20. yüzyılda kasıtlı olarak yapılmış sahte parçalar olduklarını gösteriyor.”
Araştırmacılar, bu sahtekârlığın nasıl yürütüldüğünü, birçok İncil bilgininin ve müze küratörünün nasıl kandırıldığını ana hatlarıyla açıkladı. Araştırmacıların öne sürdüğüne göre, gerçek parşömenleri taklit etmek için sahtekârlar, Roma dönemine ait muhtemelen botlardan ya da sandaletlerden kalma derileri kullanarak, antik İbranice yazmanlarının el yazılarını taklit etmiş.
Kimyasal analiz de dâhil olmak üzere, mikroskop ve çeşitli diğer bilimsel teknikler kullanan ekip, parlak bir kaplamada o dönem var olmayan ve hayvan tutkalı olduğunu düşündükleri bir izin varlığı ve mürekkebin dağıtılma şekli, konumu ve birleştirilme şekli gibi konularda tutarsızlıklar olduğunu saptadı.
Ayrıca parşömenlerin yüzeyinde yapay olarak eskitme denemeleri yapıldıktan sonra yazıların eklendiğine dair kanıtlar da var.
Bu, tabii ki taklitleri nedeniyle gündeme gelen Ölü Deniz Parşömenlerinin orijinalliğinden bir şey eksiltmiyor. MÖ 400-MS 300 yıllarına dayanan ve bilinen en eski orijinal İbranicede yazılmış bu İncil parçaları, 1940’larda Filistin’in Batı Şeria’sındaki mağaralarda kil kaplarda rulo halde keşfedildi.
Ancak orijinal parşömenleri Bedevi çobanlardan 70 yıl önce satın alan bir antika satıcısının oğlu William Kando’nun İsviçre’de bir aile mezarlığını kazdığı iddiasından sonra, bu yüzyılın başlarında piyasaya yaklaşık 70 öğeden oluşan bir koleksiyon girdi ve bu da sözde 2002 sonrası parçaların neredeyse hepsinin üzerine bir gölge düşürüyor.
National Geographic’in bildirdiğine göre Green, 2009-2014 yılları arasında ailenin, göstermeye değer parçaları sergiledikleri müzedeki koleksiyonda parşömen parçalarından on altısını sergileyebilmek için büyük bir yatırım yaptı.
Bu hafta sonuna kadar parşömenler müzenin Ölü Deniz Parşömenleri sergisinde loş ışık altında sergileniyordu. Yakında koronavirüs krizi nedeniyle kapanan müzeden kaldırılacaklar.
Müzenin küratörü Dr. Jeffrey Kloha, “Beklediğimizden daha olumsuz bir sonuç almamıza rağmen, en azından 2002 sonrası parçalara sahip başka hiçbir kurumun yapmadığı bir şeyi yaptık.” dedi.
“Koleksiyonumuzun gerçek olup olmadığını ortaya çıkarmak için kullanılan gelişmiş ve kıymetli yöntemler, diğer şüphelenen parçalara ışık tutmamızda ve hatta bu sahtekârlıktan kimin sorumlu olduğunu bulmamızda bize yardımcı olabilir.” dedi.
The Guardian. Richard Luscombe. 16 Mart 2020.
Kaynak:Arkeofili.com
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >