Blog
İnsanlar Suyun Altında Nefesini Nasıl Daha Uzun Süre Tutabiliyor?
İnsanlar arasında suyun altında nefes tutma rekoru, serbest dalgıç Budimir Šobat tarafından 2021 yılında 24 dakika 37 saniye ile kırıldı. Kendisi, bir önceki rekoru sadece 34 saniye farkla geçti.
Erman Ertuğrul - www.arkeofili.com
Bir havuzda sakin bir gün geçirirken, suyun altında nefesinizi daha uzun süre tutmanın biraz daha kolay olduğunu fark etmiş olabilirsiniz.
C: Engin_Akyurt / Pixabay
Bu durum, göğsünüzdeki artan basınç göz önüne alındığında tuhaf görünebilir. Ancak bu bir fenomen ve, yalnızca memelilerde görülen ve memeli dalış refleksi ya da memeli dalış tepkisi olarak bilinen bir durum. Memeliler suya daldığında, bir dizi otomatik fizyolojik değişiklik meydana gelir. Bu muhtemelen trigeminal sinir aracılığıyla iletilen duyusal bilgiler tarafından tetikleniyor.
Bu tepki tetiklendiğinde, otomatik olarak nefes almayı durdurursunuz, kalp atış hızınız yavaşlar ve periferik vasküler direnciniz artar.
“Artan damar direnci ile vücut, inaktif kas gruplarından kanı uzaklaştırırken oksijen depolarını beyin ve kalp gibi hayati organlar için saklayabilir” diye açıklıyor konuyla ilgili bir inceleme. “Bradikardi (kalp atış hızının yavaşlaması) tepkisi de oksijen rezervlerini korur çünkü kalp atış hızını düşürerek kalbin iş yükünü azaltır ve daha az oksijen kullanılır.”
İnsanlar arasında suyun altında nefes tutma rekoru, serbest dalgıç Budimir Šobat tarafından 2021 yılında 24 dakika 37 saniye ile kırıldı. Kendisi, bir önceki rekoru sadece 34 saniye farkla geçti.
Bu tür sürelere ulaşmak için, dalgıçların suya dalmadan önce saf oksijen hiperventilasyon yapmaları gerekli. Nefes alma isteği, büyük ölçüde kandaki oksijen ve karbondioksit seviyelerini dengede tutmaya çalışan kemoreseptörler tarafından kontrol edilir.
Windsor Üniversitesi Kinesiyoloji Bölümü’nden Yardımcı Doçent Anthony Bain, “Bir nefes tutma sırasında, kandaki CO2 seviyesi yükselir ve O2 azalır. Nefes alma dürtüsündeki ilk artış — diyelim ki nefes tutmanın 30. saniyesinde — öncelikle artan CO2 seviyesinden kaynaklanır. Belirli bir eşiğin ardından, kemoreseptörler azalan O2 seviyelerine de yanıt verir ve bu noktada nefes alma isteği dramatik bir şekilde artar” diye açıklıyor.
“Nefes alma isteği sonunda o kadar yoğunlaşır ki diyafram (birincil solunum kası) istemsiz olarak kasılır — bu duruma istemsiz nefes alma hareketi denir. Eğitimsiz bir nefes tutucu bu noktada genellikle kırılır ve tekrar nefes almaya başlar (eğer motive olmuşsa ve oksijen yardımı almıyorsa bu genellikle üç dakika civarındadır).”
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >