Blog
Tunç Çağı Troyasındaki Sıradan İnsanlar Bile Şarap İçiyordu

Bu içki kabı, arkeologların iyi bildiği depas kadehi (depas amphikypellon) idi: On iki ila kırk santimetre yüksekliğinde, iki kulplu, ince uzun, sivri dipli bir seramik içki kabı.
www.arkeofili.com
Kimyasal analiz, depas kadehlerinden şarap içildiğine dair ilk kanıtları ortaya koydu ve bu lüksü sadece üst sınıflar değil, halk da tatmış.
Heinrich Schliemann tarafından kazılan Depas kadehi, 15 cm yüksekliğinde. C: Valentin Marquardt / University of Tübingen
Tübingen, Bonn ve Jena Üniversitelerinden araştırmacılardan oluşan bir ekip, ilk kez Troya’da gerçekten şarap içildiğine dair kimyasal kanıtlar buldu. Bu bulgu, 19. yüzyılda efsanevi şehri keşfeden Heinrich Schliemann’ın öne sürdüğü bir varsayımı doğruluyor. Üstelik araştırmacılar, yalnızca Troya elitlerinin değil, sıradan halkın da şarap içtiğini ortaya koydu. Bulgular, American Journal of Archaeology dergisinde yayımlandı.
İlyada Destanı’nın birinci kitabında şöyle anlatılır: “Hephaistos konuştu, ardından ayağa kalktı, sevgili annesine çift kulplu kadehi uzattı. Konuşurken, beyaz kollu tanrıça Hera gülümsedi. Oğlunun kadehini aldı. Hephaistos, karıştırma kabından tatlı nektarı sağdan sola doğru süzerek diğer tüm tanrılara ikram etti.”
Bu içki kabı, arkeologların iyi bildiği depas kadehi (depas amphikypellon) idi: On iki ila kırk santimetre yüksekliğinde, iki kulplu, ince uzun, sivri dipli bir seramik içki kabı. Sadece Troya’da bugüne kadar MÖ 2.500 ila 2.000 yılları arasına tarihlenen yüzün üzerinde depas kadehi bulundu. Bu kaplara Ege’den Anadolu’ya ve Mezopotamya’ya kadar pek çok yerde rastlanıyor ve yaklaşık 0.25 ila 1 litre sıvı alabiliyorlar.
Tübingen Üniversitesi’nden, Prehistorya, İlk Çağ Tarihi ve Ortaçağ Arkeolojisi Enstitüsü’nden çalışmanın ortak yazarı Dr. Stephan Blum, “Heinrich Schliemann, tıpkı İlyada’da betimlendiği gibi, depas kadehinin şölenlerde elden ele dolaştırıldığını öne sürmüştü” diyor.
Tübingen Üniversitesi Klasik Arkeoloji Koleksiyonu’nda Schliemann’ın koleksiyonundan gelen bir depas kadehi ve iki parça daha bulunuyor. Bonn Üniversitesi’nden Maxime Rageot, bu parçalardan her birinden iki gram örnek alıp öğüttü. Numuneleri 380°C’ye kadar ısıttıktan sonra, karışımı gaz kromatografisi (GC) ve kütle spektrometrisi (GC-MS) ile analiz etti.
Depas kadehinin bulunduğu arkeolojik alan. C: University of Tübingen
Maxime Rageot, “Süksinik ve pirüvik asitlere dair elde edilen bulgular çok belirgindi: Bu asitler yalnızca üzüm suyunun fermantasyonu sonucu oluşur. Artık depas kadehlerinden sadece üzüm suyu değil, gerçekten şarap içildiğini güvenle söyleyebiliriz” diyor.
Şarap, Tunç Çağı’nda en pahalı içecekti ve depas kadehleri en değerli kaplardı. Bu kadehlere tapınak ve saray komplekslerinde rastlanmıştı. Bu nedenle, şarap içmenin elit çevrelerde özel törenlerde gerçekleştiği düşünülüyordu. Ancak Troya’daki alt sınıflar da şarabı gündelik bir gıda ve lüks olarak mı tüketiyordu?
Tübingen Üniversitesi’nden Stephan Blum, “Troya’daki dış yerleşimde, yani iç kalenin dışında bulunan sıradan kapları da kimyasal olarak inceledik. Bu kaplarda da şarap vardı!” diyor. “Bu da gösteriyor ki, şarap sıradan halk için de günlük bir içecekti.”
Tübingen Üniversitesi Rektörü Prof. Karla Pollmann, “Troya üzerine araştırmaların Tübingen Üniversitesi’nde köklü bir geleneği var ve bu bulgu sayesinde Troya’ya dair bulmacanın bir parçasını daha tamamlamış olduk” diyor.
Troya’daki (Hisarlık) kazılar, 1987’den 2012’ye kadar Tübingen Üniversitesi tarafından yürütülmüştü. Şu anda kazı buluntuları değerlendiriliyor ve malzeme analizleri sürüyor.
Makale: Blum, S. W., Rageot, M., & Mühlenbruch, T. (2025).
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >