Blog
Ulukurt Olarak Bilinen Antik Tür, Aslında Kurt Değilmiş
Ulukurt Olarak Bilinen Antik Tür, Aslında Kurt Değilmiş
Kuzey Amerika’nın dev avcılarından ve Game of Thrones hayranlarının favorilerinden olan bu canlıların ortadan kayboluşu kadar ortaya çıkışı da bir gizem.
Son buzul çağının sonunda mamutlar ve kılıç dişli kedilerle birlikte yok olan ulukurtların (direwolf) uzun süredir gri kurtların yakın kuzenleri olduğu düşünülüyordu. Şimdi ise, ulukurt DNA’sının ilk analizi, bunun yerine yalnız bir evrimsel yoldan gittiklerini buldu: Diğer kurtlardan, çakallardan ve köpeklerden o kadar farklılar ki, bu hayvanları içeren cinse ait değiller. Bunun yerine araştırmacılar, tamamen yeni bir bilimsel sınıflandırmaya ihtiyaçları olduğunu savunuyorlar.
California Eyalet Üniversitesi’nde, çalışmaya dahil olmayan bir omurgalı paleontoloğu ve hayvanlar konusunda uzman olan Robert Dundas, ulukurtların ne kadar farklı olduklarını ortaya çıkaran büyüleyici bir çalışma, diyor.
Arkeologlar, Kuzey Amerika’da yaklaşık 250.000 ila 13.000 yıl önce yaşayan ulukurtların olduğunu biliyorlar. Bugünün gri kurtlarından yaklaşık yüzde 20 daha büyüktüler – iskeletlerinin büyüklüğü onları çoğu zaman ele veriyordu – ve diğer kurtlar gibi, muhtemelen sürüler halinde seyahat ettiler. Bizonları, eski atları ve hatta belki de küçük mamutları ve mastodonları avladılar. Yüzlerce ulukurt kafatası, bugün Kaliforniya müzesinin duvarlarını sıralanmış halde sergileniyor.
Ancak onlar hakkında bilginin bittiği yer de burasıydı. Ulukurtların iskeletleri gri kurtlarınkine benzediğinden, iki hayvanın yakından ilişkili olduğu düşünülüyordu. Bilim insanları uzun zamandır ulukurtları Canis dirus olarak sınıflandırdılar ve onları gri kurtlar, çakallar ve köpeklerle aynı cinse yerleştirdiler. Ancak bunu anlayabileceğimiz tek şey -ulukurt DNA’sı – çukurların katranı tarafından parçalanmıştı.
Yeni çalışmada araştırmacılar, üniversitelerdeki ve müzelerdeki düzinelerce ulukurt kalıntısından genetik örnekler çıkarmaya çalışırken Kuzey Amerika’yı araştırdılar. Nükleer genomun yaklaşık dörtte birini ve mitokondriyal DNA’nın tamamını, yaklaşık 13.000 ila 50.000 yaş arasında değişen beş bireyde kurtardılar.
Ekibin raporlarına göre, genetik materyal yeni bir evrimsel soy ağacı ve bir sürpriz ortaya çıkardı: Ulukurtlar, Afrika çakalları, gri kurtlar, çakallar ve köpeklere yol açan atalardan, yaklaşık 6 milyon yıl boyunca ayrı olarak kendi soylarını işgal ediyordu.
Durham Üniversitesi’nde zooarkeolog ve çalışmanın baş yazarlarından biri olan Angela Perri, “Kurt gibi görünseler de, ulukurtların aslında kurtlarla hiçbir ilgisi yok.” diyor.
Perri ve meslektaşları ayrıca, La Brea kurdu kollajeninden türler arasındaki bölünmeyi destekleyen proteinleri kurtardı. Artan kanıtlar, ekibi, ulukurtları tamamen Canis cinsinden çıkarmayı ve onları daha geniş Canid ailesine koymayı önermeye ikna etti. Canid ailesinde kurtlar ve çakallara ek olarak, tilkiler, çakallar (jackal) ve diğer köpek benzeri etoburlar da var. Ulukurtlar, 1918’de önerilen bir isim olan Aenocyon dirus cinsine dahil olacaktı, ancak bilim insanları bunu büyük ölçüde göz ardı ettiler.
Omurgalı paleontoloğu ve Los Angeles County Doğa Tarihi Müzesi’nde antik köpekgiller konusunda uzman olan Xiaoming Wang, “Aenocyon cinsi tarihin tozlu raflarında kaldı, ancak yeniden canlandırılabilir. Ekibin sunduğu genetik verilere dayanarak, bu yeniden sınıflandırmayı destekleyeceğim.” diyor.
Bu aynı zamanda ulukurtların neye benzediğinin yeniden hayal edilmesi anlamına da gelebilir. Sanatçılar – ve Game of Thrones yaratıcıları – avcıları genellikle büyük kurtlar olarak tasvir ettiler: hantal, gri ve vahşi.
Ancak Perri, Kuzey Amerika’nın daha sıcak enlemlerinde yaşamanın onlara köpekgiller ve bu iklimlerdeki diğer hayvanlar için kırmızı kürk, gür kuyruk ve daha yuvarlak kulaklar gibi daha yaygın özellikler vermiş olabileceğini söylüyor. Bu nedenle, ulukurtların “dev, kırmızımsı bir çakala” benzediğini söylüyor.
Genetik analiz, yırtıcı hayvanların muhtemelen Amerika’da evrimleştiğini ve yüzbinlerce – veya belki de milyonlarca – yıl boyunca kurt benzeri tek tür olduklarını ortaya çıkardı.
Gri kurtlar ve çakallar, muhtemelen yaklaşık 20.000 yıl önce Avrasya’dan geldiğinde, araştırmacılar hiçbir genetik karışım izine rastlamadıkları için ulukurtlar onlarla üreyemediğini düşünüyor. Perri, köpekler ve çakallar gibi çok çeşitli türlerin bile birlikte yavru üretebildiğini söylüyor. Bu da ulukurtların bu diğer canlılardan çok farklı bir hayvan olduğunu gösteriyor.
Yine de Wang, ekibin herhangi bir örneğinden tam genom alamadığını belirtiyor. Bu, genetik imzaların eksik olduğu anlamına gelebilir; bu da, ulukurtların bu diğer hayvanlarla ürediklerini gösterebilir ve türleri daha da sınıflandırmaya yardımcı olabilir.
“Ulukurtlar ve diğer köpekler arasındaki ilişkiye dair birçok yeni fikir ediniyoruz. Ancak hala açık sorular var.”
Bu canlıların neden ortadan kaybolduğuna gelince, bilim insanları yalnızca diğer büyük buz devri yaratıklarıyla birlikte ortadan kaybolduklarını biliyorlar.
Perri, iklim değişikliğinin ulukurtların beslendiği avları öldürmüş olabileceğinden şüpheleniyor. Gri kurtlar ve çakallar hayatta kaldı çünkü daha küçük hayvanları takip edebiliyorlardı. Kurtların binlerce yıldır ilk yerlilerle birlikte Kuzey Amerika’yı işgal etmesi muhtemel olduğundan, ulukurtların yok olmasında insan avı da bir rol oynamış olabilir.
www.arkeofili.com
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >