Blog
Yunanistan’da 700.000 Yıl Öncesine Ait İnsan Kanıtları
Arkeologlar, bölgenin eski fosilleri barındırdığını onlarca yıldır bilmelerine rağmen, bugüne kadar hedeflenen çok az kazı gerçekleştirilebildi.
Erman Ertuğrul - www.arkeofili.com
Yunanistan’daki tarihöncesi bir arkeolojik alan, bölgedeki bilinen en eski hominin varlığını 250.000 yıl daha öncesine çekiyor.
Yunanistan’daki Choremi 7’de homininler tarafından yapılmış taş aletler. C: Greek Culture Ministry
Yunanistan’daki birkaç tarih öncesi arkeolojik alan, insan atalarımızın 280.000 ila 700.000 yıl önce suaygırları ve filler avladığını ortaya koyuyor. Bunların arasından en eskisi, bölgedeki bilinen en eski hominin varlığını 250.000 yıl geriye çekiyor.
Söz konusu arkeolojik alanı hangi eski homininlerin (insanları ve atalarımızı kapsayan bir terim) kullandığı şimdilik net değil, ancak araştırmacılar bunun arkaik Homo sapiens olduğundan şüpheleniyorlar.
Atina’nın yaklaşık 200 kilometre güneybatısında yer alan Arcadia’daki Megalopolis Havzası, Yunanistan’ın en büyük linyit madenlerinden birine ev sahipliği yapıyor. Arkeologlar, bölgenin eski fosilleri barındırdığını onlarca yıldır bilmelerine rağmen, bugüne kadar hedeflenen çok az kazı gerçekleştirilebildi.
Ancak son zamanlarda, Yunanistan Kültür ve Spor Bakanlığı ve Atina’daki Amerikan Klasik Çalışmalar Okulu, Megalopolis alanlarının bağlamını daha iyi anlamak için beş yıllık bir kazı başlattı.
Kyparissia 4’te bulunan eski bir geyik kafatası. C: Greek Culture Ministry
Tübingen Üniversitesi’nden bir paleoantropolog ve eş-proje lideri Katerina Harvati, madencilik faaliyetlerinin havzada fosil içeren çökeltilerin çok daha derinlere kadar kazılmasını sağladığını ve böylece daha eski kalıntıları ortaya çıkaran beş yeni alan keşfedilmesini sağladığını söylüyor.
Bu alanlardan yaklaşık 280.000 yıl öncesine tarihlenen günümüze en yakın olanı Choremi 7 adlı alan ve burada taş aletlerin yanı sıra kesik izleri olan geyik kemikleri bulundu.
400.000 yaşında olan Tripotamos 4, büyük bir taş alet konsantrasyonuna ve eski bölgelere kıyasla yeni taş işçiliği yöntemlerine dair kanıtlara sahipti. Yunanistan Kültür ve Spor Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, bu alanlar Alt Paleolitik dönemin (3.3 milyondan 300.000 yıl öncesine kadar) teknolojik gelişimini anlamak için önemli.
450.000 yıl öncesine tarihlenen Marathousa 2 adlı bir alanda ise araştırmacılar, su aygırı iskeletinin üzerinde taş alet kesik izleri olduğundan, eski insan akrabalarının suaygırlarını öldürdüğüne ve muhtemelen yediklerine dair kanıtlar keşfettiler. Yakındaki bir arkeolojik alan Marathousa 1, fil iskeletlerinin kasaplık işlemlerine dair kanıtlar gösteriyor.
Yunanistan’daki Megalopolis linyit madeninin tabakalarını gösteren bir yüzey araştırması. C: Greek Culture Ministry
Harvati, “Yine litik bir eserle birlikte bulunan Marathousa 2’den kesilmiş su aygırı kemikleri, Güneydoğu Avrupa’nın Orta Pleistosen dönemine ait bu türden yegane buluntular.” diyor. Ekip, bu süre zarfında megafaunal sömürünün muhtemelen yaygın olduğunu buldu.
Ekip, yüzeyin yaklaşık 70 metre altında Kyparissia 4 bölgesini keşfetti. 700.000 yıl öncesine dayanan bu bölge, Yunanistan’ın Alt Paleolitik dönemine ait en eski arkeolojik alan oldu. Araştırmacılar burada çok sayıda taş aletin yanı sıra soyu tükenmiş dev geyik, su aygırı, gergedan, fil ve makak türlerinin kalıntılarını buldular. 500.000 ila 300.000 yıl önceki büyük bir buzul çağında buzullar Avrupa’nın çoğunu kapladığında, bu bölge buzsuz olmalıydı.
Harvati, “Havzanın paleoortamını yeniden kurgulayan araştırmalarımız, buranın buzul çağı koşullarında bir sığınak işlevi görmüş olabileceğini gösteriyor. Bu durum, hayvan ve bitki popülasyonlarının – aynı zamanda hominin gruplarının – Avrupa kıtasının daha kuzey bölgelerinden kaybolacakları sert buzul dönemlerinde hayatta kalmalarına izin verdi.” diyor.
Linyit arama bölgesindeki Kyparissia 3 ve 4 alanları. C: Greek Culture Ministry
Megalopolis havzasındaki olağanüstü ve son derece sıra dışı koruma koşulları, ekibin yalnızca taş aletler ve fosilleri değil, aynı zamanda küçük hayvan kalıntılarını, odunları, bitki kalıntılarını ve hatta böcekleri de bulduğu anlamına geliyor.
Havza, neredeyse tüm orta Pleistosen’i kapsayan kanıtlar sağlıyor. Bu durum, güneydoğu Avrupa’nın bu dönem için nispeten incelenmemiş olduğu düşünüldüğünde önemli bir keşif.
Harvati, “Bu nedenle Megalopolis havzası, Avrupa’daki insan evrimi bilmecesinin çok önemli bir parçasını oluşturuyor.” diyor.
Live Science. 8 Haziran 2023.
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >