< Geri dönün
Aktüel Arkeoloji Dergisi Sayı 48
Yayınevi: Aktüel Arkeoloji
ISBN: 13075756-48
329,00 TL (KDV Dahil)
Kargoya verilme süresi: 1 - 5 İş Günü
Ürün tükenmiştir!
Ürün temini hakkında bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Yazar: Kolektif
Cilt tipi: Karton Kapak
Pergamon Sunağı üzerinde, Tanrılar ve Devler arasında geçen nefes kesen savaş ne anlatıyor? 1874’te çıkarılan Eski Eserler Kanunu, Pergamon Sunağını nasıl etkiledi?
Winston Churchill “insanlık tarihi savaşın tarihidir” derken ne kadar yanılmışsa bugün de savaşla ve yıkımla bir tarih kurmaya çalışanlar, benzer bir yanılgının içine düşmüştür. Uygarlık tarihinin en önemli coğrafyası olan Mezopotamya ve Anadolu, geçmişte kendisini uygarlaştıran insan tarafından yok ediliyor. Uygarlık insanın umudu, huzuru ve emeği ile kurulmuş ve gelişmiş- tir, savaşlarla değil. Savaş bugün olduğu gibi geçmişte de büyük acılar ve yok oluşlar yaratmıştır.
İnsanlık tarihi büyük savaşların ve yıkımların ardından her zaman büyük karanlık dönemler yaşamıştır. Hititlerin yıkılması sonrası Anadolu uzun süre karanlıkta kalmıştır. Savaş insanlık tarihini var etmemiştir. Savaş yeniden var etmenin bir yolu değildir. Anadolu sadece savaşla anılan hiçbir topluma uygarlık yaratması için asla izin vermemiştir. Yüzlerce yıl Anadolu’da savaşarak yaşamış olan Kaşkalar, Kimmerler, İskitler, Galatlar bir barış uygarlığı yaratamadıkları için tarihte bir belirsizlik içindedirler, arkeolojik olarak Perslerin izine bile çok az yerde rastlanır.
Çünkü savaşçı halklar sadece savaşarak, yok ederek var olmaya çalışırlar. Bugün geriye dönüp baktığımız zaman Göbekli Tepe’den Çatalhöyük’e, Hitit coğrafyasından Likya’ya kadar tüm çağların en güzel kalıntıları ve uygarlık örnekleri, bu halkların barış ve huzur içinde yaşadıkları, zenginleştikleri ve ticaret yapabildikleri zamanlarda yeşermiş ve gelişmiştir.
Bugün dünyanın teknoloji uygarlığı ile büyük bir değişim geçirdiği bir zamanda yaşıyoruz. Mezopotamya başta olmak üzere Doğu’nun savaş, yoksulluk ve her türlü kültürel, dinsel, dilsel ve ırksal ayrılıklar ile savaştırıldığı yine bu zaman diliminin sonucunda ortaya çıkan her ne olursa olsun, insanlığın faydası ve geleceği için değerli ve önemli olmayacağı kesin.
Arkeoloji her şey bittikten sonra yaşananları en ince ayrıntısına kadar açıklayan bir belge gibidir. Bu belgeler kimin, nerede, nasıl yanlış yaptığını, neyin nasıl sonuçlandığını tüm açıklığı ile gösterir bize. Binlerce yıllık yaşanmışlıklara baktığımızda, yaşanan bu savaş bugün en büyük zararı doğuya veriyor gibi görünse de, görece olarak bu süreci ufak zararlarla atlatmaya çalışan batının gelecekte aslında ne kadar büyük bir zarara uğradığı açıkça görülecek. Kelebek etkisi sadece doğada değil, uygarlık içinde de yaşanır. Büyük Roma’nın yıkılışının, Bizans’ın ya da Osmanlı’nın etkileri tüm dünyada hissedilmiştir.
Türkçe
Kasım - Aralık 2015
Sayı : 48
Sayfa : 103