Blog
Nefertiti: İkonik Kraliçe Bir Gün Evine Dönebilecek mi?
Nefertiti: İkonik Kraliçe Bir Gün Evine Dönebilecek mi?
Nefertiti büstü yaklaşık bir asır önce Mısır’ı terk etti, ancak görünüşe göre Mısırlılar o dönene kadar durmayacaklar.
Mısır’ın 18. hanedan firavunu Akhenaten’in “Büyük Kraliyet Hanımı” ve eski Mısır’ın en tanınmış ve ünlü kraliçelerinden biri olan Nefertiti, anavatanını bir asırdan fazla bir süre önce terk etti. Mısır kraliçesini tasvir eden çarpıcı büst, o zamandan beri görkemli Berlin kentinde yaşıyor. Son olarak Neues Müzesi’ne yerleşmeden önce bir sergiden diğerine geçiyordu. 2019’da yaklaşık 828.000 kişi müzeyi ziyaret ederek müzeyi Berlin’deki en popüler dördüncü müze haline getirdi. Nefertiti açık olarak ana cazibe merkezi olma özelliğini taşıyor.
Berlinliler kraliçeyi kucaklamış, ona sevgiyle “Berlin Hanımı” adını takmış ve imajını sık sık Alman başkentinin reklamını yapmak için kullanmış olsa da, Mısırlılar uzun süren bu ayrılıktan pek memnun değiller. Dolayısıyla kraliçenin anavatanından yasal yollardan ayrılıp ayrılmadığı veya Mısırlıların iddia ettiği gibi, iradeleri dışında kasıtlı ve aldatıcı bir şekilde götürülüp götürülmediği konusunda bir asırdır süren tartışmalar var.
Son olarak, Mısır Eski Eserler Bakanı Khaled Al-Anani, Eylül 2020’de Almanya’ya yaptığı ziyarette ülkesinin büst ile ilgili iddiasını yineledi. Ziyaretten sonra televizyonda konuşan Anani, Alman makamlarından Nefertiti’nin büstünü iade etmelerini istediğini, ancak onların büstün kalmasında ısrar ettiklerini söyledi. Almanya’nın Mısır’a iade etmek için beş farklı küçük eseri daha teslim etmeyi kabul ettiğini de sözlerine ekledi.
Neues Müzesi’ni işleten kuruluş, büstün yasal olarak Mısır’dan alındığı konusunda ısrar ediyor.
Prusya Kültürel Miras Vakfı’nda (SPK) bir basın görevlisi olan Birgit Jöbstl, “1913’te buluntuların paylaşılması sırasında büstün yasal olarak Alman tarafına atandığına dair kapsamlı belgeler var. Ek olarak, 2007’de büstün çok kapsamlı bir konservasyonel incelemesinin bulguları göz önüne alındığında, herhangi bir nakliye işlemi çok sorumsuz olurdu ve onarılamaz hasara yol açabilirdi.” diyor.
Jöbstl, “Nefertiti’nin büstü, Aralık 1912’de Mısır Yetkilileri tarafından onaylanan bir arkeolojik kazı sırasında Tell-el-Amarna’da keşfedildi. Kazı, Alman Doğu Cemiyeti (DOG) adına Berlinli bir tüccar ve sanat koruyucusu olan James Simon’dan sağlanan fonla mümkün oldu ve Alman İmparatorluk Mısır Enstitüsü’nden Profesör Ludwig Borchardt tarafından denetlendi. En başından beri, Mısır Eski Eserler Dairesi ile fon karşılığında bölüneceğini tespit eden bir düzenleme vardı. Her iki tarafın da eşit pay almasını sağlamak için, arkeolog ekibinin buluntuları ikiye ayırması ve Mısır hükümetinin temsilcisi olarak Mısır Eski Eserler Servisi’nin birini seçmesi kararlaştırıldı. Olan şey bu.” diyor.
Olayların Alman versiyonunun doğruluğu araştırmacılar tarafından uzun süredir tartışılıyor, bazıları ise büstün gizlendiğini ve yetkililerin bilgisi olmadan çıkarıldığını iddia ediyor.
Mısır’da ikamet eden tanınmış Pakistanlı Mısırbilimci olan Dr. Salima Ikram, “Alman müze kayıtları, Borchardt’ın Mısır Eski Eserler Servisi’nin büstün geri dönüşünü talep edebileceğinden korktuğunu öne sürüyor; Borchardt’ın bu kaygısı, Nefertiti’nin Mısır’dan yasal olarak tamamen çıkarılmamış olabileceğine işaret ediyor.” diyor.
Ikram, “Son zamanlarda, diğer makaleler yayınlandıkça daha fazla araştırma yapıldı ve öyle görünüyor ki, büst belki eski eserler servisi tarafından incelenmiş ve bırakılmış, ya da belki bir şekilde Almanlar tarafından gizlenmiş ve temsilciler tarafından dikkatlice bakılmamış, daha sonra da Almanlara atanmış” diyor.
Ancak keşif sırasında Mısır’ın İngiliz sömürge etkisi altında olduğunu görmek, yasal olarak çıkarılmış olsa bile, Almanya’nın büst ile ilgili iddialarını geçersiz kılar mı?
Dr. Ikram, “Bu çok zor bir soru çünkü hangi ülkenin ne olduğu konusunda zamanda geriye dönmeye başlarsak, mülkiyet daha karmaşık hale geliyor. Parthenon Mermerleri (şu anda British Museum’da sergileniyor), ayrıldıklarında Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçası oldukları için Türklere geri mi dönmeli? Ayrıca Mısır hükümdarı (Muhammed Ali) ilk müzemizden Avusturyalılara eserler vermeye karar verdiğinde ya da bir çift dikilitaş verip karşılığında bir saat aldığında, ne diyebiliriz?” diyor.
Mısır’ın asırlık girişimleri
Eski eserlerin paylaşılmasının hukuka aykırı olduğu iddiaları, Mısır’ın bir yüzyılı aşkın süredir büstü ülkesine iade etme girişimlerinin temelini oluşturuyor. 1920’lerde ve 1930’larda Alman liderler (evet, tam olarak düşündüğünüz lider), Mısır’ın büst ile ilgili iddialarını neredeyse tamamen reddetti. Mısır, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra bile bir girişimde bulundu, ancak o sırada büstün son olarak bulunduğu Batı Almanya’yı kontrol eden Müttefikler tarafından geri çevrildi.
2005’te Mısır, UNESCO’dan büstü ülkesine geri gönderilmesine yardım etmek için müdahale etmesini resmen istedi, ancak çağrı sağır Alman kulaklarına düştü. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, Eski Eserler Bakanı Halid El Anani’nin sonbaharda yaptığı itiraz da reddedildi.
Bu tür girişimler medyada geniş çapta yer alsa da, Prusya Kültür Mirası Vakfı, “geçmişte Mısır Cumhuriyeti’nin Nefertiti büstünün ülkesine geri gönderilmesi için hiçbir resmi talepte bulunulmadı ve SPK’nın bildiği kadarıyla da, mevcut yeni bir talep yok. Yalnızca çeşitli kişi ve gruplar tarafından yapılan talepler veya basın açıklamaları oldu.” diyor.
Mısır için iyi olabilir mi?
Nefertiti büstünün, eski Mısır’dan birçok önemli eserle birlikte Mısır’da olmaması Mısırlılar tarafından olumsuz bir şekilde görülebilir. Ancak gerçek şu ki, Mısır medeniyetinin dünya çapındaki elçileri olarak hareket eden bu tür parçalar bir şekilde değerli olabilir.
Dr. Ikram, “Nefertiti’nin ihracatı hala aklımda oldukça belirsiz olduğundan Nefertiti’nin eve gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Ancak, kendisi tarihsel olarak dünyadaki en başarılı elçilerimizden biri. Kökenleri ne olursa olsun, yabancı müze koleksiyonları insanları Mısır’ın tarihi ve kültürü ile daha geniş, daha küresel bir geçmişi hakkında eğitmeye ve bilgilendirmeye hizmet etti. Aslında, bu eserler Mısır’ın dünyanın geri kalanı için en iyi elçileri ve aynı zamanda Mısır’ın kendi geçmişinin ve çağdaş kimliğinin hayati bir parçası.” diyor.
Şu anda ve öngörülebilir gelecekte, Mısır’ın ikonik kraliçesi, Berlin’in Neues Müzesi’nde kalmaya devam edecek, burada sadece orada olmayı başaran birkaç Mısırlı tarafından görülebilecek ve vatandaşlarının geri kalanı tarafından sadece fotoğraflarla tanınacak.
www.arkeofili.com
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >